Almanya sosyal standart ve imkanları bakımından uzun yıllardır olduğu gibi bizler için yine göç edip, yaşanılacak ülkeler listesinin başında yer alıyor. Almanya ile aramızdaki en göz korkutucu engel ise tabii ki dil! Peki Almanca gerçekten çok mu zor? Öğrenme süreci nasıl olmalı? Şimdi gelin beraber bu konuya göz atalım!
Almanca dili, Hint-Avrupa dil ailesine ait olup, İngilizce ile bir nevi kuzendir. Her ne kadar Almanca, dil bilgisi bakımından İngilizceden biraz daha karmaşık olsa da her iki dilin ortak kökenli olan kelime sayısı %60 olarak belirlenmiş durumda. Hiç de azımsanacak bir sayı değil!
Hali hazırda İngilizce bilenlere, bu benzerlik kelime öğrenmede bir avantaj olarak geri dönecektir. İngilizce bilmiyorsanız da yine bir avantajınız var, çünkü Almanca ile İngilizce arasındaki yapısal farklılıklarda kafanız hiç karışmayacak, konuşurken iki dili birbirine karıştırmayacaksınız demektir :)
Almanca diğer yabancı diller gibi CEFR tarafından A1, A2, B1, B2, C1 ve C2 olmak üzere 6 seviyeye ayrılmıştır ve her bir seviyenin anlamını ögrenmek isterseniz şuradaki yazımızı okuyabilirsiniz. Almanca dil seviyeleri ve anlamlari
Almanca ögrenmek konusunda kişisel deneyimlerimizden yola çıkarak sizlerle paylaşabileceğimiz öneriler ise şu yönde:
· A1 seviyesine, işlere hemen ciddiyetle sarılayım, ögrenmeyi disipline ve sağlam bir şekilde devam ettireyim derseniz bir kursa katılarak başlamanız yararlı olacaktır. Böylelikle hızınızı alır, Almanca yolculuğuna başlamış olursunuz. Online ya da yüz yüze kursların ikisi de etkili olacaktır.
· Bunun yanı sıra İngilizceniz ve dil ögrenmeye yatkınlığınız varsa A1 oldukça kolay da bir kur; kaynak olarak kullanılan kitapları temin eder, videolar ve içeriklerle motive bir şekilde evde bir düzen kurup çalışırsanız, bu seviyeyi kendi kendinize de halledebilirsiniz. Örneğin benim durumum tam olarak böyle. Aile birleşimi vizesi ile Almanya’ya gelmek üzere, YouTube ve kitaplar aracılığıyla çalışıp, A1 sertifikamı Goethe’den kolaylıkla almıştım. Fakat sonrası için mutlaka profesyonel bir eğitim desteği öneriyorum. Çünkü işler A2 ile karmaşıklaşıyor😊
· A2 ve sonrası sıkı çalışmanız gereken seviyeler; dersleri takip etmeli, aktif katılımcı olarak geçirmeli ve alıştırmaları yapmalısınız. Soru sormaktan çekinmeyin, ögrenmenin altın kuralı hata yapmaktır. Hata yaparsanız aklınızda yer eder ve doğrusunu ögrenirsiniz.
· Gördüğünüz her şeyi okuyun. Eve bol bol Almanca dergi, çocuk kitabi gibi şeyler almaya çalışın. Televizyonda Almanca kanallar açık durabilir ve altyazılara, başlıklara bakabilirsiniz. Bunların hepsi azımsanmayacak fayda sağlayacaktır. Dergileri bazı kitapçıların internet sayfalarından sipariş edebilirsiniz; en çok tercih edilen ve dil ögrenmede gerçekten çok etkili olduğunu düşündüğüm dergi ise Deutsch Perfekt, mutlaka birkaç sayı edinmeye çalışın derim. İlgi alanınıza göre haber ve içerik barındıran dergileri online okuyabilirsiniz. Onun dışında Almanya’da pek çok dergi market, eczane ya da başka çeşitli dükkanlarda ücretsiz olarak temin edilebiliyor (Örn. Apotheken Umschau, Baby und Familie vb.) Almanya’da yaşayan tanıdıklarınızdan gelirken size birkaç sayı getirmelerini rica edebilirsiniz. Artık çikolataların yerini ders materyalleri alsın :) Böylelikle farklı ve güncel kaynaklar okumuş olursunuz.
· Özellikle çocuklara yönelik materyaller başlangıç seviyeleri için çok uygun. Çok hızlı olmayan çizgi filmler, çocuk şarkıları, çocuk kitapları hem içeriğini anlayarak motive olmanıza hem de yeni kelimeler ögrenmenize katkı sağlar. Bu süreçte mutlaka bir Almanca-Türkçe sözlük uygulaması indirip, telefonunuzun ilk ekranına taşıyın derim.
· Sözlüğün bir diğer faydası, arama yaparken kelimenin başka türevlerini de görebilmenizdir. Örneğin etki etmek anlamına gelen wirken kelimesine bakarken, etki-wirkung, etkisiz-wirkunglos, etkili-wirksam, etken madde-wirkstoff gibi kelimeleri de görüp ögrenebilirsiniz.
Devamı bir sonraki yazıda…